31 Aralık 2012 Pazartesi

2012 YILININ SON GÜNLERİ


İnce hurma dalında duruyor.Ben isterdim ki siyahlaşsın,kurusun.Dalında olgunlaşsın.Kuru üzüm gibi yiyebilelim.Benim istediğim olmadı.Bu şekilde de yenebiliyor.Dalında, 2013 yılını karşılayacak.
Hurmadan,pekmez yapmayı düşünüyoruz.

Kokulu üzüm aralık ayına kadar dalındaydı.Toplayıp pekmez yapacaktık.Pekmez olgunlaşma aşamasına geldiğinde,karar değiştirdik. Pekmezin içine, tatlı yapılan kabaktan doğradık.Kabakların pişmesini bekledik.Kabaklar piştikten sonra kazanı ocaktan indirip,kavanozlara doldurduk.Görünüşü hoş değil ama;yemesi güzel.Adını,pekmezli kabak tatlısı koyduk.
Kim yiyecek ki?








Aralık ayının son günlerinde,güllerin bazıları açtı,bazıları tomurcuk halde.
Kardelenler,balı babalar da açmaya başladı.
Bazı meyvelerde, yalancı baharı yaşamaya başladılar.Yaprak ve çiçek açtılar.

Pekmez içine konacak olan kabakların, dış kabukları soyuldu.Soyulan kabaklar, olgunlaşma aşamasına gelen şıranın içine doğrandı.


20 Aralık 2012 Perşembe

PEPİNOLARI DIŞARIDA KORUYAMADIK

20 ARALIK SABAHA KARŞI KAR YAĞIŞI BAŞLADI
Bu gün akşama kadar yağmaya deva etti.
Hava sıcaklığı fazla düşmediği için yerde tutunamadı.
Ben günlüğümü yazarken saat 20.00 de hava sıcaklığının eksinin altına düştüğünü gördüm.
Kar yağışı devam ediyor.Her taraf beyaza bürünmüş.





MANDALİNA GİBİ BAZI MEYVELER KORUMADA

Mandalina ve avakado fidanlarını saksılarda yetiştirmeye çalışıyorum.
Fidanları kuzeyi kapalı bir yere yerleştirdim.Üzerlerini kullanılmayan kilim ve örtülerle kapattım.Örtülerin üzerini naylonla örttüm.
Benim bahçede hava sıcaklığı -15 dereceye kadar düşüyor.
Mandalina, hava sıcaklığının -4 derecenin altına düştüğü yerlerde yaşaması biraz zormuş...



Pepinoları kasım ayının sonunda topraktan sökerek saksılara almıştık.Aralık ayının ilk haftasında hava sıcaklığının eksi beşlere düşmesi sonucu,saksılara aldığımız pepinoların yapraklarını soğuk haşladı.
Pepinoların üzerindeki meyveler soğuktan fazla zarar görmemiş.Meyvelerin olgunlaşması için,saksılardaki pepinoların hepsini evin içine aldık.
Pepinoların yanı sıra çiçeklerde evin içine girdi.






Trabzon hurmasını olgunlaştıkça yiyoruz.
Trabzon hurmasının erken olgunlaştırmak için; bir poşetin içine biraz elma,biraz hurma koyup poşetin ağzını bağlıyorum.
Bir hafta sonra hurmalar, yumuşayıp,yenecek duruma geliyor...



Üzüm suları olgunlaşma aşamasını tamamladı.
Tortular dibe çökmüş.
Başka kaplara aktarılacak.



Samim ve arkadaşı camdan evin içini izliyorlar.

17 Aralık 2012 Pazartesi

HASRETİMİ GİDERMEYE GİTTİM

Dört yıl aradan sonra annemi,babamı ziyarete gittim.
Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği yerlerde özlemimi giderdim.
Akrabalarımı ziyaret ettim.
Babam da benim gibi bahçesinde meyveler yetiştirmiş.
Babam ve annem 83 yaşını bitirmelerine rağmen durmadan çalışıyorlar.Annem hastalanmış;iyileşmesi biraz zor gibi.Çok zayıflamış.Kendilerine yardım edecek kimse yok.Çocuklarının hepsi başka illerde çalışıyor.Babamın işi çok zor.Komşuları yardımcı olmaya çalışıyorlar ama yinede işleri çok zor.
Annem ilaçlarını düzenli alamıyor.İlaçlarını karıştırıyor.Eski ilaçlarının hepsini yok ettim.Raporunda yazılı olan ilaçları kendisine gösterdim.Nasıl alacağını tarif ettim.
Kendilerini Bursa'ya yanıma almak istedim.Annem gelme taraftarı;ama babam, ben buradan ayrılmam diye diretiyor.Annemi yanıma alıp babamı orada bırakmaya gönlüm razı olmadı.
Bakıma muhtaç olan iki yaşlı kişiyi köyümde bırakarak geri döndüm.
Geri döndüm ama,aklım hep onlarda...



Babam, bahçesinde muz yetiştirmiş.
İklim uygun olmadığı için muzlar küçücük kalmış.








Bahçede mandalina,portakal,limon,elma,kivi,malta eriği (yeni dünya),Trabzon hurması,kiraz...ne ararsan var.
Babam tutmuş bu yaştan sonra yaylaya da ev yapmış.
Babamda da kemik erimesi başlamış.Zor yürüyor...





Dayımın oğlu Ahmet Güdü (kamalı) Öğretmen okulunda okurken onların evinde kaldım.Bana kendi çocukları gibi baktılar.Bensiz yemek yemezlerdi.Üst resimdeki de eşi Fadime Güdü.İkisinin de bende çok emeği var.
Kamalı,akşamları arkadaşları ile evde buluşup içerdi.Bana çağırıp bir duble rakı veriyordu."Yemeğini ye,rakını iç.Git dersine çalış"derdi.
Bu gidişimde kendilerini ziyarete gittim.Çok memnun oldular...



Mehmet Bayram Bey,1945 yılında Sağlık Memuru olarak okuldan mezun olup,1946 yılında göreve başlamış.
Üç yıl Beşikdüzü Köy Enstitüsün'de okumuş.Üç yıl da Erzurum'da okuyarak Sağlık Memuru olmuş.





Babam kivileri toplamış ama değerlendiremiyor...



Mustafa amcam ve eşi.







Hüseyin Zihni ve eşi Fatma Zihni.Hüseyin Bey,emekli öğretmen.






Ali amcam ve eşi

Babam ve annem.İkisi de 84 yaşına girdiler.




Bu resim,1977 yılının temmuz ayında evlendiğimiz günü çekilmişti.
Babamın şimdiki oturduğu evin bir odası bana ayrılmıştı.Bu resim o zamandan beri bu odada asılı kaldı.Hiç indirilmedi.
Annem bu odada;kardeşlerimde dahil hiç kimsenin yatmasına izin vermiyormuş.Resmin bulunduğu bu odanın bana ait olduğunu söylüyormuş.Odada sadece kendisi yatıyormuş.