Az da olsa bal gelmeye başlamış.Bir hafta daha buradayız.
Buradan ayrılınca Susurluk'a ay çiçeğine gideceğiz.
Resimde görülen yere kilimi serip,mangalımı yakıp keyif yapmak isterdim.Tabi ki et canlanmasın diye,ilacını da alırdım.
Burada iki kişi olacaksın ki,ancak o zaman tatlı olur...
Yanında çeşme,suyu buz gibi,çadır da kurulabilir...
Gel keyfim gel...
Düşündüğümün hepsini buraya yazamadım.Düşündüğümle,yazdığım farklı olunca...
Attila İlhan'ın,"BEN ARTIK KÜSÜM" şiirini anımsadım.
BEN ARTIK KÜSÜM
beni de kırdılar içimde kırdılar
karanlık camlardan sular akıyordu
şimşekli bir boşlukta saat vurdu
beni de kırdılar belki yalnızdılar
belki onların da çocukluğu yoktu
bütün şarkılara kapalıydılar
bir genç kız değmemişti saçlarına
beni de kırdılar ben artık küsüm
yağmurları yağmıyor ağaçlarıma
sularından içmiyorum susadım ama
beni de kırdılar soğuk bir ölüm
çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma
oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm bütün şarkılara kapalıydılar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder